SANAL ALEMDE SANAL ZEKAYA İSTER İSTEMEZ HOŞ BULDUK…

Veri toplama sürecinde ve yönteminde gerçekleşen hızlı gelişmeler sayesindei Büyük Veri (Big Data) Havuzu ‘unda toplanan veriler Block Chain sistemi ve sanal ajanlar sayesinde öğrenen sistemin genişleme imkânı sağlanmış olacaktır.

Sosyal yönetim ve ekonomilerde köklü bir değişimi oluşturacağı beklenen yeni sistemlere ilişkin yasaların, sanal zekâ sayesinde daha kusursuz ve hızlı derlenmesini sağlayacağı umut edilen stratejik bir yönetim süreci olduğunu öngören disiplinlerin mevcudiyetini anlamak için komplo teorisyeni olmaya gerek yok.

Birbirleri ile entegrasyonu sağlanacak olan yapay sinir ağları yani bilişsel sistemler büyük verilere ve yapay zekâya dayalı, bilgi toplama ve derlenmesinde sosyal hak ve kurallara aykırı talep karşılama çalışmalarının yerine getirilmesine ve yönetim kararlarının desteklenmesine kadar olumsuz çeşitli görevleri de üstlenebilir.

O nedenle devletlerin dışa kapalı Büyük Veri Bankası sistemleri kendi ulusal sınırları içerisinde konuşlandırılmalı ve veri güvenliği önlemleri siber savaşlara karşı sürekli gelişen performans sağlayacak şekilde anlık güncellenecek performansta derlenmelidir. Eğer bir block chain oluşacaksa açık istihbarat yöntemlerine karşı milli olmalıdır.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde ekonomisi ve bilgi sistemleri gelişmiş ve özellikle ucuz elektrik sağlayacak yöntemler ile enerji sorununu çözmüş toplumlarda Sanal zekâya ilişkin bilişsel sistemler önemli ölçüde hizmet yelpazesini genişleteceği öngörüsü yaygındır.

O halde; bilişsel çağın başlayan ekonomik ve sosyal sonuçlarını anlama ve özellikle küresel politikalar ve ekonomik sorunlar bağlamında durum değerlendirmesi yapmak ülke güvenliği için önemli bir ihtiyaçtır.

Bu bağlamda yanıt aranması gereken öngörüler basitçe;

  • Sanal zekâya dayanan sistemler için hangi etik ilkeler uygulanmalıdır?
  • Sağlık, eğitim, kariyer veya mali durumla ilgili kararlar için algoritmalar nasıl derlenmelidir?
  • Algoritma temelli kararlardan kim nasıl sorumlu olacaktır?
  • Sanal zekâ potansiyelinin harekete geçirilmesi nasıl gerçekleşecektir;

Son yıllarda sanal zekâ ile ilgili yaşanan gelişmeler irdelendiğinde bazı ülkeler bu teknolojik sistemi önemseyerek altyapısını oluşturmaya yönelmiş ve bu alanda liderlik için küresel yarış başlamıştır.

Sanal zekâ insanların çalışma, öğrenme, iletişim kurma, tüketme ve yaşama alışkanlıklarında devrim yapacağı ve Üretim alanlarından lojistiğe, sağlık ve mikro biyolojiye, sosyal katılımı teşvik, dil algılama becerilerinin sağlaması irdeleyebilen sinir ağları sayesinde teknolojinin yükselişi küresel ekonominin yapısını derinden değiştirmesi yönünde etkili olacağını artık kanıksamak gerekmektedir.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde, küresel şirketlerin küresel ekonomideki konumunu oluşturan birçok ürün ve hizmet büyük veri bankasında makine haberleşmesi ile donatılacağını düşünebiliriz. Ve bu ekonomilerin yeniden yapılanması üzerinde biçimlendirici bir özellik olacaktır. Türkiye’nin de bu yarışı G20 veya G10 ülkeleri arasında değil, ilk G5 içinde olabilmesi ve bu üst grupta tutunabilmek için elverişli koşullar sağlamalıdır.

Bunun için araştırma kurumları, endüstriyel otomasyona odaklanmış küresel aktif sanayi şirketleri, yazılımda dünya pazarındaki yer alması gereken yerli ve milli şirketler desteklenmelidir.

Bu şirketlerin uzun vadeli rekabet güçlerini sağlamak için Türkiye ekonomisinin bu teknolojilerin belirlenmesinde aktif bir rol oynaması ve sanal zekâ potansiyelini harekete geçirmesi önemlidir.

Sanal zekâ potansiyelinin harekete geçirilmesi için okullardaki eğitimin sürekli eğitim ve yeniden yeterlilik sistemi oluşturulması öngörüler olarak beklenen sonuçlar arasında olmalıdır. Eğitimde süreklilik, Okula devamlılık ile sınırlanmamalı, öğrenci istediği an, devletin sağlayacağı büyük veri bankasından karşılıklı iletişim halinde faydalanması bu alanda başarı sağlayan bir yöntem olarak hizmet sağlar.

 

Sanal zekâ kullanılarak toplumun değişimlere hazırlanması, akıllı otomasyon ve insanlar ve akıllı makineler arasında artan ekip çalışması şirketlerde ve devlet kurumlarında köklü değişikliklere yol açacaktır.

Sanal zekâ kullanımının yapısal değişikliklerde umut verici olduğu eşgüdüm sağlayıcı alanlar:

  • İnsan etkileşimi,
  • Durum tespiti,
  • Karar desteği,
  • Tahminlerin geliştirilmesi

İnsan ve makine arasındaki etkileşimde başarı sağlamak ve sanal zekâya yönelerek faaliyet süreci başladığında insanlar ve makineleri kapsayan her iki sistemin öğrenme süreçlerini gerektirir. Çünkü sistemleri kullanmak kolaylaştıkça veri işleme ilişkin mimari yapıları karmaşıklaşır ve derleme açısından zorlaşır…

Biz bu sürece ne kadar hazırız? Hazırsak etken, hazır değilsek edilgen olacağız…

 

BELEDİYELER

EKONOMİ